Hamilelikte Annenin Değişimi ve Gelişimi
Bir bebek beklemek, sadece bebeğin anne karnında büyümesi değil, annenin de vücudunda birtakım değişimlerin de görüleceği bir oluşumdur.
Sezaryen, vajinal yoldan doğması mümkün olmayan bebeklerin, karın duvarı ve uterus açılarak doğurtulmasını sağlayan operatif doğum şekli, yani bir ameliyattır.
SEZARYEN DOĞUM:
Sezaryen, vajinal yoldan doğması mümkün olmayan bebeklerin, karın duvarı ve uterus açılarak doğurtulmasını sağlayan operatif doğum şekli, yani bir ameliyattır.
Kesi, kasık bölgesinin hemen üzerindeki karın duvarından yapılır. Uterus açılır ve amniotik sıvı boşaltılarak bebek çıkarılır.Bebeğin ağzı ve burnu sıvılardan temizlenir ve göbek kordonu klempe edilerek kesilir. Bebeğin solunumu ve genel durumunun değerlendirilmesi yapılır, gerekli durumlarda çocuk doktoru canlandırma ve muayene gerçekleştirir.
Sezaryende ne tür anestezi verilebilir?
Sezaryen ameliyatlarında anestezi verilmesi şarttır. Verilen anestezi genel anestezi olabileceği gibi, anne adayının sadece belden aşağısını uyuşturan spinal veya epidural anestezi de olabilir. Spinal veya epidural anestezi verilen anne adayları; ameliyat süresince ağrı duymamakta, fakat bebeği uterustan çıkar çıkmaz görebilmekte, ağlamasını işitebilmektedirler. Ayrıca; ameliyat sonrasında bebekleriyle daha kısa sürede ilgilenebilmektedirler. Genel anestezi almayan bebekler daha aktif olmaktadırlar.
Doğumun sezaryenle yapılması kararı, doğum henüz başlamadan muayeneler sırasında ortaya çıkabilecek herhangi bir tıbbi sebepten verilebileceği gibi; planlanmış sezaryen denilen ve randevu verilerek gerçekleştirilen bir uygulama şeklinde de olabilmektedir.
SEZARYEN GEREKTİREN DURUMLAR NELERDİR:
İri Bebek :
Doğum tarihine yakın yapılan ultrason ve muayenelerde 4000gr. ve üstü (bu sınır doktorlararası farklılık gösterebilir) kiloda olduğu saptanması durumunda sezaryen ile doğum tercih edilir. Ortalama bir boyda ve kiloda olan bir anne adayında doğum sırasında, anne adayı ya da bebekte istenmeyen bazı durumlar oluşabilir. Bunlar arasında en sık görülenler doğumun ilerlememesi ve ikinci evrenin sonunda omuz takılma komplikasyonudur. Bu risklerin gerçekleşmesini önlemek için sezaryenle doğum tercih edilebilir.
Bebeğin Başının Pelvis Kemiğine Girememesi (Dar Pelvis) :
Pelvis yapısı rahim içindeki bebeği doğurmaya uygun değilse sezaryen ile doğum kararı verilir.
Herpes Simpleks Enfeksiyonu:
Herpes simpleks virüsü (HSV) enfeksiyonunun bulaştırıcılığının devam ettiği dönemde anneden bebeğe doğum esnasında virüs bulaşma riski vardır. Bu virüsün bebeğin merkezi sinir sistemi enfeksiyonuna da sebep olabileceğinden mutlaka doğum sezaryen ile yapılmalıdır.
Plasenta Previa:
Plasentanın rahim ağzını tümüyle ya da kısmen kapatmasıdır. Kısmi kapatma durumlarında doğum eylemi esnasında rahimağzı açılırken aşırı kanama olabileceğinden, tümüyle kapatma durumunda ise bebek hiçbir şekilde kanala giremeyeceğinden doğum mutlaka sezaryenle gerçekleştirilir.
Bebeğin Ters veya Tam Yan (Enlemesine) Durması:
Bebek gebeliğin erken dönemlerinde sıklıkla pozisyon değiştirir. Yan ya da makat pozisyonunda (baş yukarıda) dururlar. 36. gebelik haftasından sonra bebek yeri daraldığından pozisyonunu değiştirmesi zorlaşır. 36. gebelik haftasından sonra bebeğin rahim içinde tam yan (enlemesine) durması sezaryen için mutlak bir neden teşkil eder. Makat ile gelen bebeklerde dikkatli bir inceleme sonrasında vajinal doğumuna izin verilebilir. Ancak önde gelen kısım (yani doğum kanalına ilk giren kısım) ayak ise doğum mutlaka sezaryen ile gerçekleştirilir.
Daha Önceki Doğumun Sezaryenle Gerçekleşmiş Olması:
Şart olmamakla birlikte diğer doğum sezaryenle gerçekleşmiş ise, sonraki doğumların da sezaryenle yapılması rahim yırtığı olma riski sebebiyle tercih edilmektedir. Ancak tam teşekküllü hastane ve doktor kontrolünde sezaryen sonrası normal doğum yapabilme şansı da vardır.