PREMATÜRE BEBEK
Bebeklerin yaklaşık yüzde 10’u, 37. haftadan önce dünyaya gelip prematüre olarak adlandırılmaktadır. Bu bebekler, anne karnındaki gelişimlerini henüz tamamlamadıkları için, genelde bazı sağlık sorunlarıyla birlikte dünyaya gelirler.
Bebeğinizin ilk yılı hem onun hem de sizin için birbirinden eşsiz ilklerle, yepyeni keşifler ve mutluluklarla dolu geçer. İlk 6 ayın ardından bebeğiniz dünyayla tam anlamıyla iletişim kurmaya başlar. Gülümser, kahkaha atar, neşeli “agu”larla sizinle konuş
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Berna Elkabes
İlk Adımını Atmaya Hazır!
Onu kucağınıza aldığınız ilk gün daha dün gibi gelse de, kucağınızdan inip bireyselliğe ilk adımlarını atmaya şimdiden hazırlanıyor aslında. Bebeğinizi koltuk altlarından tutup ağırlığını dengeleyin ve sevinç çığlıkları atarak zıplamasını keyifle izleyin. Bu, hem sizin hem de onun için eğlenceli olduğu kadar, kol ve bacak gibi büyük kas gruplarını çalıştırarak kaba motor becerilerinin gelişimini destekleyecek ve böylece, onu yürümeye hazırlayacak.
Çoğu bebek 6-10 ay arasında emeklemeyi öğrenir, 8. ayın ardından ise bir yere tutunarak kendi başına ayakta durabilir. Evinizi bebeğinizin ihtiyaçlarına göre düzenleyerek (emeklemesini engelleyen sehpaları ortadan çekerek, tutunabileceği mobilyaların üzerinden kırılabilir eşyaları kaldırarak, vb) gelişimini en mutlu ve konforlu şekilde gerçekleştirmesine yardımcı olabilirsiniz.
9 aylık bebeklerin koltuk ve masa gibi sağlam nesnelere tutunarak kendi başlarına ayağa kalkabildikleri görülür. 11. aydan sonra ise, birkaç saniye için bile olsa, destek almadan ayakta durabilir, hatta ilk doğum günlerinden önce ilk adımlarını bile atabilirler. Kimi bebekler ise emeklemeden direkt yürümeye başlayabilir. Sevimli afacanınızın neşe içinde evi keşfe çıktığı ilk anları kaydedebilmek için, kameranızı bir kenarda hazır bulundurabilirsiniz.
Her bebek gibi sizin bebeğiniz de kendi gelişim sürecine sahip. Bu gelişim aşamalarını farklı aylarda sergileyebilir. Ona, kolayca emekleyebilmesi ve yürümeye hazırlanabilmesi için, yere sürtündüğünde onu rahatsız etmeyecek, pamuklu ve rahat kıyafetler giydirin. Hareketlerini kısıtlamayan, konforlu bebek bezleri tercih edin. Böylece bebeğiniz, dünyayı keşfederken hiçbir engelle karşılaşmadan, kendine güven duyarak büyüyebilecek.
Hızla emekleyerek çevresini keşfe çıkan bebeğiniz için ortamın yeterince güvenli olduğuna da emin olun. Kurcalamak isteyebileceği elektrik prizleri, tadını merak edebileceği küçük parçalar, çarpabileceği sivri köşeler ve benzeri tehlikelere karşı önlem alın. Ona keyifle keşfedebileceği güvenli alanlar yaratın.
Küçük Ama Hünerli Eller
Bu dönemde bebeğinizin ince motor becerileri de gelişmeye devam eder. Giderek hüner kazanan küçük elleriyle nesneleri kapların içine sokup çıkarabilir, baş parmağı ve işaret parmağıyla yiyecekleri tutup ağzına götürebilir.
Baş parmak ve işaret parmağını birlikte kullanabilen ve katı gıdalarla tanışmaya başlayan bu dönem bebekleri için en eğlenceli atıştırmalıklar, elle yenebilen yiyeceklerdir. Muz gibi ağızda kolayca eriyen yiyecekleri kendi başına yemesi için bebeğinizi teşvik edebilirsiniz. Böylece aynı anda hem yeni tatlarla tanışabilir hem de ince motor becerilerini geliştirebilir.
İlk Kelimesi Ne Olacak?
Bebeğinizin o sevimli “agu”larının yerini yavaş yavaş gerçek kelimelere bırakmasına hazır olun. Bu dönemde ondan “baba”, “mama”, “dede” gibi basit hecelerden oluşan ilk kelimelerini duymanın mutluluğunu tadabilirsiniz. Henüz tam anlamıyla konuşmaya başlamamış olsa da, beden dili ve mimikleriyle size ne istediğini ya da istemediğini kolayca anlatabilir ve dediklerinizi can kulağıyla dinler.
Bebeğinizin konuşma gelişimi için onunla sürekli sohbet edin. O sırada neler yaptığınızı, gördüklerinizi, yapacaklarınızı anlatın. Ona yaşına uygun kitaplar okuyun, kitaplardaki resimleri göstererek nesnelerin isimlerini söyleyin.
Bebeğiniz artık dünyayı tüm renkleriyle görmeye başladı. Dünyaya daha sağlıklı gözlerle bakabilmesi için onunla birlikte yapabileceğiniz birçok aktivite var. Mesela, sevdiği bir oyuncağı bebeğinizin önünde sağa-sola doğru hareket ettirin. Gözleriyle oyuncağı takip ettiğini göreceksiniz. Bebeğinizi ayna karşısına oturtup kendini incelemesine de olanak verebilirsiniz.
Ancak kimi zaman, gördükleri bebeğinizin hoşuna gitmeyebilir. Mesela, “yabancılar”! Bebeğiniz ne kadar dışadönük olsa da, bu dönemde yabancılardan rahatsız olmaya başlayabilir. Buna bebeklerde “ayrılık kaygısı” denir. 6. ayını dolduran bebekler çevrelerinde tanıdık yüzler görmekten hoşlanır. Bu nedenle, bebeğiniz genellikle sizden ayrı kalmaya tahammülsüz olabilir. Ayrılık kaygısı, 10-12 ay arası daha da artabilir. Bebeğinizin diğer çocuklarla iletişimi ise 10. ay itibariyle yalnızca “yan yana oynamaktan” ibarettir. Bebeğinizin 1 yaşından önce başka çocukları izlemeyi sevdiğini, onları taklit ettiğini görebilirsiniz.
Unutmayın…
Her bebek kendi gelişim sürecini geçirir. Siz de bebeğinizin farklı bir birey olduğunu hep hatırlayın. Kendi gelişimini kendi yoluyla gerçekleştirmesi için ona destek olun.
İçerik Tedariği: ZNN Network www.znnnetwork.com